BİR MİMAR NE İŞ YAPAR ?

Bir mimar her türlü binanın tasarımını yapar. Konuttan ofis yapılarına, restoran ve kafe yapılarından kültür merkezlerine, spor yapılarından kamu yapılarına, çevre tasarımından iç mekan tasarımına kadar her şeyi tasarlayabilir. Kendini geliştiren bir mimar endüstriyel ürün, mobilya, mekanizma ve daha birçok şeyi tasarlayabilir.

Tasarımın TDK’da yer alan anlamı;

Zihinde canlandırılan biçim, tasavvur, bir sanat eserinin, yapının veya teknik ürünün ilk taslağı, tasar çizim, dizayn

şeklindedir. Bu anlamların birleşiminden tasarımın; zihinde canlandırılan, daha önce biri tarafından var edilmemiş bir düşünceyi somut olarak ortaya koymak anlamına geldiğini düşünebiliriz.

Bir mimar için tasarım ise; bir yapıyı öncelikle kafada tasarlayıp daha sonra çizime, plana, kesite, görünüşe ve perspektife dökmesidir.  Daha sonra bazı mimarlar bunu makete dökerler ya da 3d modelleme ile gerçeklik derecesinde görselleştirme yaparak projelerini anlatabilirler.

Peki tasarlamadan önce bir mimar nelere dikkat eder? Yapının ne için kullanılacağı, yani işlevi, öncelikli konudur. Daha sonra kullanım kapasitesi, kullanıcı portresi, konumu, büyüklüğü gibi veriler göz önüne alınır. Bu süreçte bazı sınırlamalar veya gereklilikler de diyebileceğimiz noktalar bulunmaktadır. Bunlar yönetmelikler, arazi şartları, deprem riski, yangın riski, binanın büyüklüğüne ve işlevine göre mekanik, statik, mimari eklentiler veya mekanlar olarak düşünülebilir. Bu kriterlere göre bir tasarım yapılır ve ortaya bir ürün, bir proje çıkar. Biz buna mimari proje deriz.

Bir yapı tasarlarken gereklilikler ve işlevler en önemli öncelikler gibi dursalar da, tasarımın tanımına baktığımızda düşünülmemiş bir şeyi düşünmekten bahsedilir. Bu düşündüğümüz şey bir yapı ise aslında göze estetik görünmesi gibi bir kaygı da mimar tarafından güdülür. Her mimarın kendine has projelere baktığı veya projelerini tasarlarken baktığı bir penceresi vardır. Yapıyı o pencere ışığında tasarlar. Burada bahsettiğimiz şey estetik kaygıdır. Yani bir mimar projesini estetik kaygı ile tasarlar. Yapının cephesinde, planlarında veya tüm kütlede kendi çizgisini yansıtır.

Ek olarak mimarlık yapmak sadece bir yapıyı tasarlamak demek değildir. Yapının gerçekleşmesi için gereken tüm verileri de hesaplar. Ayrıca yapının gerçekleşmesi sürecinde de yer alabilir. Bir mimar kendi çizdiği yapının şantiye sürecinde yer almak zorunda değildir. Başka bir proje sürecinde de yer alabilir. Bu tamamen bir mimarın meslekten ve hayattan beklentisi ile alakalıdır.

Sonuç olarak bir mimar hem birçok alan ile iletişim içinde olup, hem de o alanlar hakkında az da olsa bilgi, teknik mimari bilgi, tasarım çizgisine sahip olan, tasarımlar yapan, proje süreçlerinde yer alan teknik bilim insanıdır. Ayrıca bol kahve, güzel bir müzik zevki ve mükemmele ulaşma isteği ile dolu olan kişidir. Tüm bunları yapıp da işin sonunda ortaya güzel bir ürün çıkarmak ve o ürünün var olduğunu görmek ise bizler için ayrı bir hazdır.